DOĞANLAR gündüz yırtıcılarının ufak üyelerinden olup derli toplu vücutları, iri kafaları, uzun boyunları, kısa üst gaganın kenarındaki dişleri ve uzun kuyruklarının sonuna kadar varan kanatlarıyla dikkati çeekrler. Uçuşlarının gücü ve hızı ile öbür yırtıcı kuşları geride bırakırlar. Yuvalarını yüksek ağaç tepelerinde, kayalıklarda veya kulelerin üzerinde
yaparlar. Doğanların doğan, küçük doğan, delice doğan, kerkenez, küçük kerkenez, güvercin doğam vs. gibi birçok çeşidi vardır.
DOĞAN
«Doğan» ın bütün kuşlardan hızh uçtuğunu ileri süren uzmanlar vardır. Saatte 280-290 Km.'yle pike indiğini görenler olmuştur. Bilimsel adı «Falconidae
» olan doğan ailesinin altmış kadar türü sayılmıştır.
Bazı dillerde «peregrin» diye adı geçen doğanın sırtıyla kanatları kül rengi, karnı ise beyazımsıdır, göğsüyle yanları kahvemsi siyah çizgilerle süslüdür. Yetişkin erkek doğanın uzunluğu 42-47 santim, daha iri olan dişininki ise 47-32 santimdir. Dişinin açılmış kanatlarının eni 90 santimi bulur.
Doğan bütün Avrupa'da, Asya'da, Afrika'da Kuzey Amerika'da, Güney Amerika'nın önemli bir kısmında, Avustralya'da, Tasmanya'da ve bazı Okyanusya adalarında bulunur. Bulunduğu bölgelerde rastgele her yerde görülmediği gibi, kalabalık sürüler halinde de görülmez. Genellikle suya yakın yerlerde kayaların üzerinde yaşar. Gerçek doğan türleri kendilerine yuva yapmazlar. Erkek doğan bir kaya pervazının üzerinde bir girinti kazar ve havada türlü akrobasi numaralarına girişerek dişisini gelip buraya yumurtlamaya razı eder.
Bazı büyük şehirlerin ve özellikle New York'un yakınlarındaki bazı kayalıklarda hâlâ tek tük doğanlara rastlanır. Bu yırtıcı Ttuşlar kışın çok kere güvercin avlamak üzere şehre sokulurlar. Bazıları New York' un yüksek binalarının pervazlarına yuva yapmak istemişlerse de bu çabaları olumsuz kalmıştır.
Doğan türlerine has özellikler en fazla doğanda (Palca peregrinus) gelişmiştir. Derli toplu ve güçlü vücudu, uzun ve sivri kanatlarıyla başlıca avı olan kuşların arkasından muazzam bir hızla mermi gibi atılır. Ayakları fevkalade iri ve kuvvetlidir. Doğan bu özelliklerinden ötürü doğanla avlananlar tarafından öbür doğan türlerine tercih edilmektedir. Aynı sebepten Orta Çağlarda «soylu doğan» diye anılırdı.
Doğan nüfusu, avcılardan ve yumurtalarını toplayanlardan çok zarar görmüştür.
Memleketimizde bulunmadıkları ve fazla yaygın olmadıkları için bazı doğan türlerini sadece bilimsel adlarıyla tanımaktayız. Bunlardan biri de «Falco rusticolus» tur. Gerçek doğanların en irisi olan bu kuş Kuzey Kutbu enlemlerinde bulunur ve kışm bile fazla güneye inmez. Birçok kutup türleri gibi beyaz olanları çoktur. Bazılarının rengi beyaza yakın, başkalarının tüyleri gri lekelidir. Aynı kuluçkadan gri ve beyaz kuşlar da çıkabilir.
Bu doğan «Falco peregrinus» derecesinde canlı olmamakla beraber, Orta Çağlardaki avcılar arasında rağbet görürdü
Marko Polo seyahatnamesinde, Kubilây Han'ın, aralarında doğan ve kartal türleri de bulunan ve her birinin eşliğinde bir de avcı olan on bin avcı kuş beslendiğinden bahis vardır. Dört filin sırtına yerleştirilmiş çadırında yatan hakan, sevgili doğanlarının, turnaları ve başka kuşları havada kovalaması için emir verirdi. Avlarını havada yakalayan doğanlar uzun ve şiddetli bir boğuşmadan sonra onları yenilgiye uğratırdı, Hakan bu manzarayı saatlerce seyretmekten usanç duymazdı.
11 Ekim 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder