17 Ekim 2007 Çarşamba
Baykuş
Baykuşlar yırtıcı kuş olarak gündüz - yırtıcılarına kıyasla büyük bir avantajları vardır. Atmacaların, çaylakların, güçlü kanatlarının çıkardığı «vırr» gibilerden bir sesle avlarının üzerine inmelerine karşılık, onlar, tüylerinin havlara boğulmuş olması sayesinde, aynı öldürücü inişi tam bir sessizlik içinde başarırlar. Baykuş, geceleri ortalıkta dolaşan kemirici, soreks ve başka küçük memeliler için tevekkeli yüzde yüz ölüm değildir. Zararlı kemiricilerle böcekleri yok ettiklerine göre, baykuşların, insanoğlunun açısından kuşlarımızın en değerlileri arasında bulunmaları gerekir. Baykuşlar avlarını yerken, bunlardan sıçan gibi küçük olanlarını bütün olarak yutarlar. Sindirim eylemi tamamlandıktan sonra da, kurbanlarının kürk parçaları ile sindirilmeyen kemiklerini küçük topaklar şeklinde kusarlar. Baykuşların tüneği etrafında bazen bol sayıda rastlanan bu topaklar, dikkatle incelenince, bu kuşların nelerle beslendiklerine dair değerli bilgi verirler.
Baykuş geceleri faal bulunduğuna ve yırtıcı bir kuş olduğuna göre, tüylerinin parlak renkli olmaması gerekir ve değildir de. Buna kargılık tüylerinde aynı rengin çeşitli tonlarına ve gayet çetrefil desenlere rastlanır. Baykuşun gözleri de gece hayatına ve gece avcılığının şartlarına uymuştur. Baykuş gözleri bir kere çok iridir, bu sayede, geceleyin var olan pek zayjtf ışıktan azamî derecede faydalanır.
Baykuşlar bundan başka, her iki gözlerinin de yüzlerinin önünde olup ileriye bakması bakımından kuşların çoğunluğundan ayrılırlar. Öbür kuşlar bir cisme bir defada yalnız bir tek gözleriyle bakabilirleri Baykuşların, işitme duygulan da başka kuşlara kıyasla avantajlıdır. Gerçek dış kulak hiç bir kuşta yoksa da, baykuşların kulak deliklerini çeviren tüyler ince ve kılınışıdır, bu tertibin ise, ses dalgalarının kulağa girmelerini kolaylaştırması mümkündür. Bazı baykuşlarda kulak deliklerinin başka kuşlardakinden iri olduğu da görül müştür.
Baykuşun kanatları enli ve uzun, kuyruğu çok kere kısadır. Gagası kökünden itibaren kuvvetli kancalıdır. Pençelerine kadar tüylü bacakları orta uzunlukta, pençeleri iri, uzun, kuvvetli kavisli ve olağanüstü sivridir.
Birçok yırtıcı kuşlarda olduğu gibi, baykuşlarda da dişi erkeğinden büyüktür. Birçok baykuş türleri ağaç kovuklarında, başkaları kaya aralıklarında, terk edilmiş evlerde, çeşitli memelilerin inlerinde, hatta doğanlarla kargalar tarafından terk edilmiş yuvalarda yumurtlarlar. Sayısı, türüne göre 2 ile 10 arasında oynayan beyaz yumurtalar, kuşların coğunluğunkinden yuvarlaktır. Bu tertip, kuluçkada oturan kuşun onları, ağaç kovuğu gibi dar köşelerde evirip çevirmesini mümkün kılar. Bazı baykuşlar bir kartalın yuvasına sahip çıkacak derecede kavgacıdırlar. Yavru baykuşlar havla örtülüdürler ve muazzam iştahlarına rağmen gayet ağır olgunlaşırlar.
Akıl sembolü sayılan baykuş zeka bakımından birçok gündüz-yırtıcılardan geridir. Bütün baykuşlar ürkektir, fakat ihtiyatlı değildir, dostlarını tanımayı ender olarak öğrenirler ve bütün yabancılara karşı düşman gibi davranırlar. Daima hiddetli ve gaddardırlar. Kendi türlerinden kuşlarla iyi geçinirlerse de, bazen pisboğazlığa kapılırlar, bu sırada, yıllardır bir arada yaşayan iki baykuştan biri hayat arkadaşını tereddütsüzce parçalayıp yiyebilir. Aynı yuvada büyüyen kardeşlerin dahi bazen boğuştuğu ve kuvvetlinin zayıfı öldürüp yediği olur.
220 türü bilinen baykuşlar, bütün kıtalara yayılmışlardır: Kutup bölgelerinden ekvatora, deniz seviyesinden 5 000 metrelik yükseklere kadar her yerde yaşarlar. Ormanları tercih ederlerse de, bozkırlardan, çöllerden, çıplak dağlardan ve kalabalık şehirlerden de eksik olmazlar. Avrupa ile Asya'nın çok kuzeylerinin baykuşları gerçek anlamda göcücü değillerse de, kar yağışlarında yurtlarını bırakarak daha güneylere inerler.
Tabiat bilginleri, baykuşları çok kere gerçek baykuşlar (Strigidae) ve peçeli baykuşlar (Tytidae) diye iki ayrı aile halinde ele alırlar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder