Güvercin ve Güvercinci

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Güvercinlerle insanoğlunun dostluğu

Güvercinlerle insanoğlunun dostluğu çok eskilere dayanır. Haberleşmenin en güvenli ve süratli yapılmasının gerektiğine inanıldığı günden bu yana insanlar, güvercinlerle haşır neşir olmuşlardır. Çok az masrafla habercilik yapan güvercinlerin, haber taşıma etkinliği ve posta kuryeliği görevi, haber iletim teknolojilerinin geliştirilmeye başlandığı evvelki asrın sonlarına doğru azalmış; ancak insanoğlunun güvercinlere olan yakın ilgisinde bir azalma olmamıştır. Güvercinlerin insanoğluna olan güveni, insanoğlunun bazı güvercin türlerinin soyunu tüketmeye başlaması ile birlikte azalmış olsa da güvercinler, insanoğlu ile yakın temasını sürdürmüşlerdir. Posta güvercini olarak haber taşıma işlevini yitiren güvercinler, besin kaynağı olarak da yüzyıllar boyu insanoğluna hizmet etmişlerdir. Bu nedenle Amerika’da dahi 1900′lü yılların başında göçmen güvercinin soyu aşırı av baskısı nedeniyle tükenmiştir. O zamanlar göçmen güvercin nüfusunu bu günkü sığırcık nüfusu ile karşılaştırmak mümkün iken, günümüzde göçmen güvercinin sadece resimlerini görme şansımız bulunuyor. İnsanoğlunun doğal varlıklara olan acımasızlığı günümüze gelinceye kadar son sürat devam ede gelmiş ve bu gün de mavi güvercin, tahtalı ve üveyiğin soyu tükenme tehdidi altına girmiştir. Canlı türlerinin soyunun tükenmesi demek, insanoğlunun soyunun da tükenmeye doğru kaydığını bize gösterir. Eğer insanoğlu kendi soyunu korumak istiyorsa, soyunu tükettiği canlı türlerine, yenilerini eklemekten vazgeçmelidir. Bu çalışmada, insanoğlunun en yakın dostu olan (sır taşıyıcıya dost denmez de ne denir?) güvercinleri tanıtmaya ve onların biyoloji, ekoloji ve davranışını göz önüne sermeye çalışacağız.

1. Güvercinlerin Genel ÖzellikleriGüvercinlerin yaşadığı ortamlardaki (örneğin şehir ve diğer yerleşim alanlarındaki) yoğun beslenme ritmi ya da beslenme saatleri, genellikle iş dönemi ya da trafiğin yoğun olduğu saatlerde olur. Eğer güvercinler yaşadıkları bölgede, yeterince besin maddesi bulacaklarına inanırlarsa, yaşamları için ikincil önemde olan yıkanma; güneşlenme ya da tüyleri temizleme gibi diğer hijyen işleri ile uğraşıp, zamanlarını geçirirler .Bu arada bir günün 6 saatini çeşitli vesilelerle vakit geçirmek için herhangi bir yerde beklemekle doldururlar, ancak beslenmeye ayırdıkları ortalama süre 60-80 dakikayı geçmez. Bu davranış biçimini daha çok yeterince besin buldukları yaşama alanlarında gösterirler. Uzun süre besin aramak. zorunda kalırlarsa ancak dinlenmeye çok az zaman ayırırlar .Genelde güneşlenmeyi severler, soğuk ve güneşli günler, onların banyo yapma isteklerini artıran günlerdir. Oldukça süratli uçarlar. Ani yön değiştirebilirler. Bu davranış, sürüler tarafından da rahatça uygulanır. Uzun mesafeleri uçarken, ayaklarını arkaya doğru ve vücutlarına bitiştirirler. Kısa mesafelerde ise ayaklar öne doğru tutulur. Posta güvercinleri saatte 70 km sürat yapar. Ani uçuşa geçmelerde kanadın çırpıldığı görülür. Dinlenirken ya da uyurken, gaga kanatların içine hiçbir zaman sokulmaz, ancak kafa boyunun üzerine yerleştirilir ve öylece uyunur .Soğuk havalarda tüyler kabartılır. Daha çok tohum, tomurcuk, üzüm ve benzeri bitkisel besinlerle beslenirler. Yumuşak ve büyükçe olan besin parçalarını, kafalarını ani hareketlerle yana doğru sürerek parçalar ve yerler. Bununla birlikte grubu oluşturan bireylerin değişik beslenme şekilleri göstermesi de mümkündür. Özellikle büyük besin parçalarının alınması büyük beceri ister ve bunun da ancak zaman içinde öğrenerek gerçekleşmesi mümkündür. Grubu oluşturan bireylerin kendilerine ait çok sayıda beslenme noktası ya da kaynağını tanıyıp buraları uzun süre unutmadan ziyaret ettiği görülmüştür. Beslenme alanına bağlılık güvercinlerde oldukça gelişmiş bir davranış biçimidir. Ancak yuva yerlerini herhangi bir nedenle farklı bir yere taşırlarsa, daha önce sürekli olarak beslendikleri yerleri de değiştirirler. Güvercinler kendilerini sürekli olarak besleyen kimseleri ya da beslenmeyi başlatan bir işareti, örneğin ıslık çalmayı, çok iyi tanır. Onlar ulaşabildikleri her noktadan, hatta fıskiyelerden bile rahatça su içer. Kötü hava koşullarının hüküm sürdüğü kış aylarında, bazen su ihtiyacını karşılamak için, kırağı yedikleri de görülür . Revir, yani yaşama alanı, tesis döneminde, erkek birey. Önceleri oldukça büyük bir bölgeyi savunur. Ancak komşu erkeklerle varılan antlaşmalar sonucu, bu alanı zamanla daraltır. Erkek bireyler hiyerarşik duruma bağımlı olmaksızın, öncelikle kendi teritoryumlarında (yaşama alanları) diğerlerine üstünlük kurar. Ancak yine de duruma göre teritoryum sınırları sürekli olarak değişebilir. Komşularla olan geçimsizliği ya da anlaşmazlığı çözmede, her iki eşemin birlikte hareket ettiği görülür. Burada anca beraber, kanca beraber uygulaması en etkin bir biçimde izlenir. Komşu sürtüşmeleri, bazen tüm bir kuluçka süresince görülebilir.Güçlü erkekler, zayıfları revirlerinden kovar. Anneler uçabilen genç erkek çocuklara revirde hoşgörü göstermediği halde, babalar bu hoşgörüyü gösterir. Yavru bireyler de çoğu kez revir korumasında ebeveynlerine yardımcı olur. Revirin dışındaki eylemler, örneğin besin alma, dinlenme, banyo yapma ve güneşlenme gibi, sayıları farklı büyüklükte olabilen sürü ortaklarınca birlikte yürütülür. Birlikten güç doğduğunun en iyi uygulayıcıları olarak güvercinlerin göze battığını rahatça söylemek mümkündür. Bu gruplardaki bireylerin sayısı da besin miktarına bağlı olarak değişebildiği gibi bazen binden daha fazla bireyin oluşturduğu sürülere rastlanır. İstanbul Yenicami güvercinleri bunun için iyi bir örnektir. Burada yem alma işinde bir düzen ve hiyerarşi vardır. Öyle her isteyen istediği gibi ve işine geldiği gibi hareket edip mevcut düzeni bozamaz. Bozmaya kalktığı taktirde sürü liderinin sıkı markajına alınır. Hatta gaga dayağı ile karşı karşıya kalır. Açık alanlarda çok sıkışık gruplar meydana getirilir. Yerleşimin olduğu mahallelerde daha küçük gruplar oluşturulur. Yerleşim alanlarını çevreleyen tarlalarda gruptaki birey sayısı 60-100 arasında değişir. Beslenme bölgelerinde bazen sayıları 6000’i bulan gruplara rastlanır. Her iki yumurtanın bırakılması arasında, eşler münavebeli olarak yumurtanın üzerinde oturarak.yumurtayı korur. Esas kuluçkaya, ikinci yumurtanın bırakılmasından sonra başlanır. Erkek ve dişi ayrı ayrı kuluçkaya yatar. Kuluçka döneminde hem erkek hem de dişinin kursak sütü salgıladığı görülür ve bu, yavruların çıkışından bir hafta sonraya kadar devam eder. Yavrular ilk 4-5 gün bu sütle bes1enir; ancak daha sonra yumuşatılmış besin yerler. Bir haftalık olduklarında, önce süt, daha sonra yuvaya, getirilen yumuşak besini yerler. Kuluçkaya yatmada nöbet devrinde, kuluçkaya yatan birey diğeri tarafından çok az bir güç sarf edilerek kaldırılır. Yumurtadan yavruların çıkış döneminde, anne yumurtaya neredeyse yapışmışçasına oturur, hatla bazen babayı yumurtalara bile yaklaştırmaz. Yavrunun terk etliği yumurta kabukları genelde yuvada kalır. Gelişimini ilerleten gençler dilenme sesi çıkararak, kendilerini belli eder ve böylece beslenme olanağı bulur. Her iki kardeş aynı oranda beslenemediğinden, yavruların büyüklükleri de farklı olabilir. Bu durumda daha iri olan kardeşe, daha fazla ihtimam gösterilir, o sütü alır, ancak daha sonra az beslenen ise sadece getirilen besinle yetinmek zorunda kalır .Buna karşın eşit güçteki yavrular aynı oranda beslenir. Yavruların pisliği ve ölü yavrular yuvadan uzaklaştırılmaz; bu durum bazen hijyen sorunları yaşanmasına neden olur .Oysa bazı kuşlarda yuvanın pislikten temizlenmesi için ana baba birbiri ile yarış eder .Ölen yavru da, bir şekilde hiç vakit geçirilmeden yuvadan uzaklaştırılır. Böylece yuvadaki hastalık kaynakları azaltılmış olur. Genel uygulama böyle olmasına karşın, neden güvercinler bu hususta biraz tembellik ederler bilinmez. Daha uçmayı tam olarak öğrenememiş olan genç bireyler, ilk günler yuvanın yanından pek uzağa gitmez. Beslenme ve geceleme daha çok yuvada yapılır. Uzun bir yolculuğa çıkmadan önce yakındaki gruba dahil olur ve onlarla uçuş eğitimi alırlar. Dört buçuk haftalık ev güvercini yavrularının tam olarak uçabildiklerini söylemek mümkündür. Yavrular önceleri ebeveynlerinin gagalarındaki yemi almaya gayret eder, ancak daha sonra kendileri yemleri yerde gagalamaya başlar. Yuvadan yavruların ayrılması ile onların bir süre daha babaların koruması altında oldukları görülür. Anneler ise bu göreve pek sıcak bakmadıkları için başka işlerle uğraşır. Besin olarak daha çok tohum, genç sürgün, bitkiler, olgun üzümsü tohumlar ve hasattan arta kalan tohum artıklarını besin olarak alırlar. Bu arada tohumlarla birlikte böcek larvası, kelebek tırtılı ve benzeri canlıları da severek yerler. Güvercinlerin yerleşim alanlarında en çok sevdikleri ekmek kırıntısı, buğday ve mısır tohumudur. Bunların dışında güvercinlerin geniş bir besin spektrumları olduğu söylenebilir. Bu amaçla güvercinlerle ilgili beslenme analizleri yapılmıştır. Beslenilen yerdeki besin olanaklarına bağlı olmak üzere, güvercinler otsu bitkilerden tutun, hayvansı besinlerin her türlüsünü severek yerler. Ev güvercini (Columba livia), gökçe güvercin (C, Qenas),,tahtalı (C, palumbus), kumru (Streptopelia decaocta) ve küçük güvercin (S. senegalensis) yurdumuzda tüm yıl süresince yaşayan tam yıllık güvercin türleridir. Sadece üveyik (Streptopelia turtur) göçmen ve güney bölgelerinde yarı göçmen bir güvercin türüdür. Küçük güvercin dışındaki türler Anadolu’nun tüm bölgelerinde kuluçkaya yatar, küçük güvercin ise daha çok güney bölgelerinde bulunur. 10-l3 Ocak 2000 tarihleri arasında küçük güvercin grubuna İstanbul Beşiktaş Pazarında tarafımızca rastlanmış oluşu, bu türünde S. turtur’u izlediği izlenimi vermektedir. Genel dış görünüş olarak küçük kumru, kumrudan daha küçüktür, ancak renk yapısı itibarı ile kumruya çok benzer .Aşağıda küçük kumru dışındaki güvercin türleri geniş olarak incelenecektir .

2. Kaya ya da Ev Güvercini (Columba livia)

Batı Avrupa’dan başlayarak doğuya doğru tüm ülkelerde kuluçkaya yatan ve 10 alt tür oluşturan bir güvercin türüdür. En yaygın alttürü C.livia’dır. Orta Avrupa ve Anadolu’nun tamamında yayılış gösteren yabanıl formları nominat formundan kolayca ayırt edilemez.

2.1 Ev Güvercini (Columba livia forma domestica)

Yabani formlar kendilerine çok benzeyen gökçe güvercinden açık kül grisi kanat örtü tüyleri, kanat boyu uzanan iki geniş siyah renkli bant ve sırtın arka kısmının beyaz ya da açık gri olmasıyla ayırt edilir. Gagası siyahımsı ve erişkinlerde beyaz mumsu derisi vardır (gökçe güvercinde her ikisi de sarımsıdır), iris altın sarısı/portakal (gökçe güvercinde koyu) renklidir. Ev güvercinlerinin çoğunda yoğun melanizm (koyu renge neden olan maddenin yol açtığı durum) vardır. Siyah renkli bireylerde beyaz lekeli ya da sadece beyaz renkli, kahve ya da kırmızı lekeli bireyler kadar renkleri değişen bireylere rastlanması mümkündür. Renklerdeki bu değişkenlik nedeniyle ev güvercinlerine polimorf (çok renklilik, çok şekillilik, farklı renklerin meydana getirdiği yapılanma) türler de denir. Erkek ve dişi bireyler arasında dış görünüş olarak fark yoktur. Çeşitli çaprazlamalarda elde edilen bireylerde dişilerin beyaz olma olasılığı erkeklerin de koyu renkli olma olasılığı daha fazladır. Kanat uzunluğu değişik populasyonlarda farklı olabilir. Buna göre erkeklerin kanat açıklığı 218-246 mm, dişilerin 221-240 mm’dir. Kuyruk erkekte 111-130 (ortalama120), dişide 105-123 (ortalama114,3) mm’dir. Ötüşü “vang vang ruckuh”, fazla heyecanlanınca “vang vang geruh” şeklindedir. Ötüşün son vurgusu olan ”uh” oldukça belirgindir. İnsanın yaşadığı tüm bölgelere uyum sağlayan oldukça kozmopolit bir türdür .Bu da onun insanla yaşamını birlikte sürdürebilme yeteneğine bağlanabilir. Bazı yabanileşmiş alttürleri vardır, örneğin Kuzey Çin ve Moğolistan’daki C.l. nigricans, Asor Adaları, Medeira ve Kapverden’deki alttürü C.l. atlantis 0ldukça koyu renklidir. C.livia’nın evcilleştirilme prosesi bundan 6 bin yıl önce Ön Asya ‘ da başlamış ve Anadolu’da devam etmiştir.

Orta Avrupa’ya ilk güvercini Romalılar daha MS ikinci yy’da getirmiştir. Güvercin besleme ve güvercinlerin yaygınlaşması 14.yy’da olurken İngiltere’de13.-18.yy’da en yoğun durumuna ulaşmıştır. Bu dönemde güvercin yetiştirme istasyonlarında ki sayıların 25 bin–26 bin’e kadar, hatta tüm İngiltere’de toplam büyüklük olarak 10 milyon birey olduğu belirtilmektedir. 1800 yılı ile birlikte ev güvercini besin olarak önemini yitirmiştir. Güvercinlerin yerleşim alanlarında kuluçkaya yatmaya başlaması 14. yy. başlarına rastlar. 19. yy’la birlikte yerleşim alanlarında kuluçkaya yatanların nüfusunun çok arttığı gôrülmüştür. Kuzey Finlandiya’daki yayılışı 20.yy’da olmuştur. Günümüzde en fazla sayılara meydan, pazar, liman ya da benzer alanlarda ulaşır. Bundan başka yem fabrikaları ve tahıl depolama istasyonlarının civarında ulaştıkları sayıları oldukça yüksektir. Anadolu’nun yerli kuşudur. Hemen her bölgede kuluçkaya yatar. Populasyon büyüklükleri farklıdır, örneğin şehir banliyölerinde 10 hektarda 2-3, endüstri bölgelerinde 6-6,5, eski yerleşim bölgelerinde 8, meydanlarda ise 110-120 güvercin sayılmıştır. Yumurtadan çıkan bir güvercinin, bizzat yumurta koyması için geçen süre altı aydır. Örneğin ocak ayıda yuvasını terk eden yavruların haziranda bizzat yumurta bırakması ve yavrularına bakması mümkündür .Güvercinlerde evlilik ve eş oluşturma tüm yaşam boyunca sürdürülür. Evlilik dışı birleşmelere rastlanmaz. Hayvanlar aleminde eşine en sadık olan türdür. Beyaz ya da kırmızı bireyler genelde aynı renkten olanlarla çiftleşir ve aile bağı oluşturur. Gri ya da siyah bireylerde böyle bir tercih söz konusu değildir. Yabanıl formlar daha çok kırçıllı ya da koyu kırçıllıları yeğler. Dişiler beşinci aydan itibaren eş oluşturur .Kuluçka dönemi eş oluşturduktan 1-2 hafta sonra olur. Erkek eşeysel olgunluğa ulaşır ulaşmaz. derhal yuva bölgesini belirler, yuva bölgesinde yan yana birkaç, yuva yeri olabilir. Burası hayatta kaldıkları süre içinde korunur ve sürdürülür. Populasyonun önemli bir bölümü. yuva bölgesini bütün bir yıl boyunca savunur ve korur. Birbirine çok yakın yuva yapan iki çiftten sadece birisinin yuvasında başarı olur. Yuva bölgesini belirleyen erkek dişiyi buraya davet eder. Kuluçkada önce erkek, dişiye verilmek üzere gagasında daima bir ziynet dalı ya da yuva materyali taşır. Bazen bunun tersi olur, yuva bölgesini belirleyen dişi bu sefer erkeği oraya cezbetmeye çalışır.Yuva materyali ince dal parçası, kök, hasır, ot, tüy, kağıt ya da plastik vb. kullanılır. Bazen de yuvada hiçbir şey olmaz ve kuru toprağın üzerine yumurta bırakılır. Yavruların pislikleri yuvadan uzaklaştırılmadığı, ya da çok az uzaklaştırıldığı için, yuvada pislikten oluşan bir tabaka meydana getirilir ve bunun üzerine kuluçkaya yatılır. Güvercin pisliği (guano) gübre olarak çok aranır. Bazı evlerin çatı katlarında biriken güvercin pislikleri, gelir kaynağı dahi olabilir. Hatta bundan 150 yıl önce bazı okyanus ülkelerinde güvercin pisliğine sahip olup olamama nedeniyle savaşların çıktığına dair kayıtlar bile vardır; güvercin gübre savaşları. Yuva materyalini genelde erkek taşır ve dişi de bunu yuva yapımında kullanır. Materyal toplanırken bazen dalların kırılarak parçalandığı ve böylece şekillendirildiği görülür. Yuvaya her seferinde bir adet materyal taşınır, bunun dişiye devri için erkek dişinin yanına sokulur ve kafa kafaya vererek materyali dişinin yanına bırakır. Dişi de onu alıp yuvada uygun bir yere monte eder. Eğer dişi yuvada değilse erkek bizzat yuva yapımını üstlenir, dişi yuvaya gelince tekrar yuva yapım işini üzerine alır. Güvercin yumurtası ince kabuklu ve beyazdır . Güvercinlerin kuluçka dönemi bütün bir yıl boyunca olabilir .Genelde ise şubat ayından temmuz ayına kadar olan dönem yeğlenir. Yuvaya hemen hemen istisnasız iki yumurta bırakılır. Çok seyrek olarak bir ya da 3 yumurta konduğu da olur. Üç yumurtanın iki dişi tarafından konulması muhtemeldir. Yumurta konma döneminde kaybolan ya da yuvadan düşen yumurtanın yerine ikame yumurta bırakılmaz. Yılda yapıldığı belirlenen en fazla kuluçka sayısı 3-6 olarak belirlenmiştir. Kuluçkaya yatma genelde 17-17.5 gün sürer. Yavru süresi ise 23-25 gündür. Yavrular ancak 30-35 günlük olunca korkusuzca uçup aileden bağımsız olarak hareket edebilir.

Gündüzleri aktiftir, yerleşim yerlerinde aydınlatmanın olduğu mekanlarda gece de bulunabilir. Şehir populasyonlarının besin alma ritimleri belli beslenme zamanları, iş zamanları ve trafik gibi etmenlere uyum gösterir. Çok süratli uçarlar ve bu arada yön değiştirirler. Ani uçuşlardaki kanat çırpmaları ilginçtir. Mektup güvercinlerindeki uçma sürati saatte 70 km’yi bulur. Genelde bitkisiz bölgelerde ya da az otlu yerlerde, sürülen tarlalarda ya da hasat kaldırılmış tarlalarda beslenirler. Şehir merkezlerinde meydanlarda ve yem fabrikalarına yakın bölgelerde tarım ürünlerinin depolandığı yerlerde besinlerini ararlar .

3. Mavi Güvercin, Gökçe Güvercin (Columba oenas)

Kuzeybatı Afrika ve Avrasya’da Güneydoğu Norveç’ten, İrlanda ve İberya ‘dan doğuya doğru Batı Sibirya’ya kadar, Türkmenistan’ın güneyinde ve Kuzey İran’da, üst Serawaşan ve Orta Amuderya’dan doğuya doğru Tiyen Şana kadar yayılış gösterir. Nominat formu dışında, sırtın ön kısmının genelde kahve tonlu olmadığı ve alt kısmın gri olmayıp, mavimsi gri olduğu ve Kuzeybatı İçasya’da yayılış gösteren C.o.yarkandensis alt türü vardır. Halkalı güvercine göre daha küçük ve kuyruğu daha kısadır. Kuyruk sokumu ve kanatta beyazlık yoktur. Kanatta gençlerde pek belli olmayan üç kısa ve siyahımsı enine bant bulunup, en alttaki oldukça belirgindir. Erişkinlerin boyunlarının yan kısmı yeşilimsiden erguvani kırmızıya kadar değişen parlak renklidir. Kanadın üst bölümü açık renkli merkezi bir bölüme sahip olup oldukça kontrast renk gösterir. Bu durum uçarken tahtalıyı andırır. Özellikle ormanlık ve benzeri bölgelerde tahtalı ev güvercini ile karıştırılır. Hatta çok deneyimli kimseler bile, onu adı geçen güvercinden kolayca ayırt edemez. Erişkin erkeğin kafa ve gırtlağı mavi gri, boynunun yan kısımları ışığın geliş yönüne göre değişebilen yeşil, parlak eflatun renklidir. Bu bölgeler daha çok ensede birleşir ve böylece bir yarım halka oluşturur. Sırtın ön kısmı koyu mavi gri, sırtı arka kısmı, kuyruk sokumu ve kuyruk üstü örtü tüyleri daha açık renklidir. Kursak bölümü kahverengimsi şarap kırmızısı, alt kısmın diğer bölümü ve kanat örtü tüyleri kül grisi rengidir. Kuyruk altı tüyleri parlak siyah renkli, karın, kuyruk tüylerine göre daha koyudur. Kuyruğun üzerinde dar ve gri renkli ve etrafı siyah olan enine bir bant bulunur. El uçma tüyleri kahvemsi siyah renkli ve etrafı beyaz çerçeveli tüylüdür, iç kısmının temel bölümü mavimsi gri olup kol uçma tüylerinin dış bölümünü andırır. El uçma örtü tüyleri kahve siyahtır. Kanat örtü tüylerinin geri kalan diğer bölümü gri mavidir. Dişide dış görünüşü itibarı ile erkeği andırır; ancak bunların sırtlarının ön kısmı ve küçük kanat örtü tüyleri kahvemsidir. Türün gençleri de erişkinlere benzer. Ancak kafa, Sırt ve kanatlar daha kahvemsidir. Kursak bölgesinde şarap kırmızısı rengi hakimdir. İlk zamanlar koyu kahvemsi gri ve beyaz uçlu olan gaga, daha sonra kırmızımsı köklü ve sarımsı kemik rengini alır. Ayaklar parlak kırmızıdır. Gençlerde daha koyudur. Gözün irisi koyu kahvedir. Erkeğin kanat uzunluğu 208-226 (ortalama 214), dişininki ise 209-217 mm’dir. Ağırlığı 265-290 gr arasında değişir. İkinci ötüş elemanının ve son vuruşun çok belirgin olduğu oldukça gürültülü ötüşü “küf hür up” ve süratli ötüşlerde arka arakaya tekrarlarda, yani 18, 20 kez her 8 saniyede. Genelde 2 veya 3 heceli olarak örneğin, “hür-ruf.kühvup”, “hü-ve-ü-hu-ve” ya da “hüru-u” diye öter. Tehlike anında çok kısa bir “u” tonu çıkarır. Avrupa ve Asya’nın önemli bir bölümünde yayılış gösterir. Ayrıca kuzey Cezayir ve Tunus’da yerel olarak yayılış gösterdiği bilinmektedir. Anadolu’nun tüm bölgelerinde bulunur. Yerli bir kuş türü olup, soyu tükenme tehdidi altındadır. Ormansızlaşmaya bağlı olarak nüfusu sürekli olarak gerileyen bir güvercin türüdür. Türkiye’de avı tüm yıl boyunca yasak olan bir türdür. Anadolu’daki tüm bölgelerde sürekli gerileyen bir nüfusa sahiptir. Avrupa’da daha çok göçmen özelliğe sahip olan tür, Anadolu’da ve özellikle güney bölgelerinde yerli ve bazı bölgelerde ise çizgi göçü yapan bir türdür.

Çiftleşme döneminde yavrulara yeterince besin bulabilecekleri otlaklar ve benzeri bölgeleri yeğlerler. Bu dönemde hareket edecekleri bölgenin 1-3 km uzunluğunda olabileceği hesaplanır. Ancak yavrularına götürecekleri yemleri 15 km boyunca kursaklarında taşıyabilirler. Duruma göre çok çeşitli yaşama alanlarında bulunabilirler. Bu bölgeler daha çok, sık ya da seyrek yapılı ormanlık alanlar, parklar ya da ağaçlıklar olabilir. Bazı bölgelerde meyveliklerde de bulunabilir .Genelde kilometrekareye 0,5 çiftlik bir nüfusa ulaşabilir. İlk kışın sona ermesi ile birlikte eşeysel olgunluğa ulaşırlar. Mayıs ayında yumurtadan çıkan yavrular 8-9 haftalık olunca revir ötüşüne başlar. Genelde monogam ve sezona bağlı tek eşlilik görülür. Çiftlerin bir sonraki yıl tekrar bir araya gelmeleri oldukça seyrektir. Yerli kuşlarda daha çok sürekli evlilik olabilir .Eşlerin birbirini çiftleşme döneminde kaybetmelerinin akabinde, hiç vakit geçirilmeden yeni eşleşmeler olur. Kur yapmaya yuva bölgesine gelir gelmez başlanır. Orta Avrupa’da bu durum en geç şubatta gerçekleşir. Hatta bazen ocak ortasında olur. Haziran-ağustos aylarında birliktelik sona erer. En yoğun aktivite ilk yıl kuşları ve kuluçka kolonilerinde olur. Çift oluşturma genelde yuvalanma bölgesinde olduğu gibi daha önceden , kışlakda da olabilir. Orta Avrupa’da kuluçka bölgesine şubat-mart sonu gelinmiş olur. Anadolu’da bu tarih daha öncedir. Kuluçka bölgesine varış sırasında oradaki kötü hava koşulları bireyleri daha uygun iklim koşullarının olduğu bölgelere gidilmeye zorlar. Erkek yuva yerini sunar, ancak en son söz dişinindir. Daha çok ağaç oyukları ya da benzer olanakları yuvalanmak için kullanır. Genelde ağaç üzerinde yuva yaparlar. Yumurtaları mat parlak beyazdır. Yuvaya iki yumurta bırakılır. Yumurta koymaya şubat sonundan itibaren başlanabilir ve bu süreç eylül sonuna kadar devam eder. Orta Avrupa’da kuluçkalama dönemi genelde nisan ayından ağustosa kadar sürebilir. Ancak önemli bir bölümü daha mart ayının ortası ile birlikte kuluçka dönemine girer. Anadolu populasyonunda da durum aynıdır. Kuluçkanın başarı büyüklüğünü saksağan, cüce karga, kestane kargası, orman baykuşu ve sansar gibi yuva parazitleri belirler. Doğal düşmanları nüfusun azalmasına yol açtığı gibi, av baskısı da populasyonun süratle azalmasına neden olur. Mavi güvercin kuluçka dönemi dışında topluluk oluşturur ve yaşamını bu topluluklarda geçirir .Yuvadan uçmalarının akabinde gençlerin bir araya gelip toplanmaya başladıkları izlenir. Bu toplanma özellikle göçerlerde güneye gidiş hazırlığı olarak değerlendirilir. 300-500 bireyden oluşan topluluklar oluşturularak göçe başlanır. Kuluçka bakımı ve yavruların beslenmesi önceki tür gibidir. Bu da daha çok tohum, meyve ve üzümle beslenir. Bunların yanında hayvansal besinlere de hayır demez. Özellikle yavru bakım döneminde hayvansal besinleri almayı ister.

Yazan: Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Kaynak: Popüler Bilim Dergisi, Mayıs 2000, Sayı 78, Sayfa 36-42
Yayına Hazırlayan: Yavuz İşçen


Güvercinler (Columba livia, güvercinler ve kumruları içeren ailede 300’den fazla tür bulunur) az bir eforla yetiştirilebilen dayanıklı hayvanlardır. Yetiştirildikleri bölgelerin dışındaki farklı iklimlerde yaşamlarını sürdürebilirler ve genellikle kilometre karelerce bir uçuş alanına gereksinimi olan yemleri bulabilmek için uçarlar. Güvercinler küçük bir baş, iyi gelişmiş bir göğüs, yumuşak ve yoğun tüy örtüsüne sahiptir. Canlı ağırlıkları 0.5-1 kg arasında değişir. Bazı iri ırklar 1.4 kg ağırlıkları ile küçük bir piliç kadar olabilmektedir. Bazı ırklar et üretimi için geliştirilmişlerdir. Bu ırklar hızlı gelişim gösterir ve geniş göğüs yapıları nedeniyle daha fazla göğüs etine sahiptir. Evcil güvercinin vahşi atası Avrupa ve Asya kaya güvercini veya kaya kumrusudur. Tüm dünyada yaygın olarak bulunur. Bunun yanı sıra, diğer kanatlılarda olduğu gibi bazı güvercin ırkları da insanoğlu tarafından yok edilmiştir. Güvercin demekleri ve organizasyonlar yok olma tehlikesi altındaki bazı güvercin ırklarını korumaktadır. Bir çok lokal ırk bulundukları bölgenin şartlarına uymuştur. Vahşi güvercin türleri insan korkusunu hızla kaybeder ve hızla yağlanarak uçamayacak bir hale gelebilirler.

Vahşi güvercinler halen tropik bölgelerle Yeni Gine ve diğer bölgelerde bulunur ve eti için avlanır. Evcil güvercin mutedil iklimlerde ve tropik kuşakta benzer başarıyla yetiştirilebilir. Adaptasyon kabiliyeti yüksek olan bu tür kurak ve nemli bölgeler de dahil olmak üzere dünyanın her bölgesinde yetiştirilebilir. Bunun yanı sıra, soğuk bölgeler etlik güvercin üretimi için uygun değildir. Sıcak iklimler ise zararlıların ve hastalıkların artmasına neden olur. Güvercinin doğal yemlerinin büyük bölümünü tahıllar oluşturmakla birlikte meyve, yeşil otlar ‘f’ böcekleri de tüketir. Yaşamının ilk 4-5 gününde güvercin yavruları ”güvercin sütü” ile beslenirler. Güvercin sütü; hayvanın kursağındaki hücreler tarafından yapılan bir salgı olup, yüksek bir yağ ve dolayısıyla enerji içeriğine sahiptir. Güvercin ve kumrudan başka kuşlar arasında yalnızca flamingolar bu tür bir salgı yaparlar.Genç güvercinlerin olağan üstü büyüme hızı ilk 8-1 0 gün içinde güvercin sütü tarafından daha sonra ise ebeveynin kursaklarından kusulan yarı sindirilmiş yemle sağlanır. Genç kuşlar ebeveynlerince yaklaşık dört hafta kadar beslenir ve daha sonra yeni bir kuluçka dönemi için yuvadan kovalanırlar. Evcil güvercinde cinsel olgunluk yaşı (ilk yumurta ile saptanan yaş) 120-150 gündür. Güvercinlerde gelişim ve yumurta verimi üç yaşından sonra azalmasına rağmen, yaşam süreleri 15 yıl kadardır. Vahşi güvercinler yuvalarını genellikle kaya kenarlarına yaparlar. Evcil güvercin ise yuvasını binaların çıkıntılarına, kuytu yerlere, dam saçaklarına yapar. Evcil türlerde genellikle çiftler yaşamları boyunca birlikte olurlar. Ancak bazen güçlü bir erkek, güvercinlikte bulunan dişilerin birçoğu ile çiftleşip yuva yapabilir. Her iki cins de yuva yapımı, inkübasyon ve yavrulara bakım konusunda eşit sorumluluk yüklenir. Dişi güvercin iki adet yumurta yapar. Damızlık bir çift bir yılda 8 kez yavru çıkartır. Kuluçka süresi 17-19 gündür. Güvercinler geleneksel olarak ”güvercinlik” olarak tabir edilen ve onları avcı hayvanların saldırısından koruyan barınaklarda yetiştirilir. Bu sistem hayvanların serbestçe uçmasına izin verdiği gibi hemen hemen insan müdahalesine hiç gerek kalmaz. Güvercinlikler aynı zamanda en pahalı çiftlik gübresi olan güvercin gübresi elde etmek için de iyi bir kaynaktır. Diğer yandan güvercinle tamamen kapalı kümeslerde entansif olarak da yetiştirilebilirler. Modem yetiştiricilik sistemleri entansif yetiştiriciliğe dayanmaktadır. Örneğin, ABD’de güvercin çiftliklerinde 35.000 çiftin üzerinde damızlık kuş bulunduğu bildirilmektedir. Güvercin üretimi asla tavuk üretiminin yerini alamaz fakat anlamlı bir yan gelir sağlayabilir. Güvercinler başlıca yarış (sportif) ve hobi amacıyla yetiştirilirler. Bunun yanı sıra, birçok ülkede lezzetli ve pahalı bir gıda olarak tüketilmektedir. Güvercinler en erken 0.5 kg karkas ağırlığında olmak üzere yumurtadan çıkışı takiben 28 günlük olduklarında pazarlanabilir. Bu yaşta deri altı yağ dokusu nedeniyle etleri gevrek ve lezzetlidir. Başta Kuzey Afrika ve Orta Doğu olmak üzere yüz yıllardır yetiştirilmektedir. Kuzey Amerika’nın bazı bölgelerinde ve Avrupa’nın çeşni (gourme) marketlerinde pahalı bir çeşni olarak satılır. Yetiştirilmeleri için fazla bir alan gerekmediği için şehirlerde de yetiştirilir. Güvercinler genellikle pahalı etleri için yetiştirilirler. Genç güvercinler tüy gelişimi henüz daha yeni tamamlanıp uçmaya başlamadan önce genellikle 21-30 günlükken kesilirler. Bu dönemde yenebilen et oranı en yüksek seviyede olup, uçmaya başladıktan sonra et sertleşmeye başlar. Ağırlık, ırka, beslemeye ve diğer faktörlere bağlı olarak 340-680 gr asında değişir. Güvercinler başta fizyoloji ve psikoloji olmak üzere bilimsel çalışmalarda yoğun olarak kullanılırlar. Ayrıca dekoratif yapıları ve uçuş yetenekleri nedeniyle pet hayvanı olarak da beslenir. Güvercinlerin eşsiz eve dönüş yetenekleri Roma döneminden beri bilinmektedir. Bu kuşlar 700 km uzaklıktan kendi güvercinliklerine dönebilmektedir. Bu gün bile güvercinler mesaj taşımak için posta amacıyla kullanılmaktadır. Güvercinlerin bu özellikleri onların uyuşturucu kuryeliği gibi kanun dışı kullanımlarına da neden olmuştur. Genç güvercinler hızlı bir gelişim oranına sahiptir. Etleri oldukça lezzetli olup sıklıkla av kuşu yerine satılırlar. Gevrek ve kolay sindirilen etleri nedeniyle yüksek fiyatlara alıcı bulurlar. Et üretimi amacıyla güvercin üretimi özellikle Avrupa ve ABD’de yaygındır. Et için yetiştirilen genç güvercinler uçma fırsatı bulamadan kesilir ve genellikle inkübasyon periyodu sırasında dişi ve erkek güvercinin (her iki ebeveynin) kursağında üretilen güvercin sütünden başka bir şey tüketmezler. Genç güvercinler 26-30 günlük yaşta uçmaya ve yuvalarını terk etmeye hazırken bu sırada yaklaşık 500 g ağırlıkta olup, kesime hazırdırlar. IrklarGüvercinlerin birçok ırk ve varyetesi mevcuttur. Et üretimine en uygun olanları, White King ve Red Cameau’dur. White King, King ailesinin bir üyesi olup, bundan başka Red King, Yellow King, Blue King ve Dun King gibi varyeteleri de vardır. Bunların renkleri farklı olmasına rağmen, büyüklükleri White King ile benzerdir. ABD orijinli olan White King kısa bacaklar ve geniş bir vücut ile etçi ırkların genel görünüş özelliklerini taşır. Kafa oldukça büyüktür, deri pembemsi beyaz renktedir ve sık tüylüdür. Yetişkin kuşlar 750-850 g ağırlıktadır. Cameau ailesinin bir varyetesi olan Red Cameau, White King kadar üretken bir varyete olmayıp 650-740 g ağırlıktadır ve daha küçüktür. Red Cameau’da tercih edilen renk koyu kestane rengidir. Dik bir omurga, kompakt vücut ve orta büyüklükte bir kafa yapısına sahiptir. Kanatlar ve kuyruk White King’den daha geniştir ve kuyruk yere sünür. Haberci güvercinler de etlik güvercin üretiminde kullanılabilmelerine rağmen, oldukça küçük ve uzun bacaklı yavru verirler ve üreme güçleri yüksek değildir .

Barınak

Maksimum verim ve minimum hastalık riski için güvercinler kuru bir ortamda barındırılmalı barınaklar tercihen kuzeydoğu yönüne bakmalıdır. İyi bir havalandırma ve bol güneş ışığı barınakların kuru olmasını sağlar. Tel örgü ile çevrili bir uçuş alanı kullanılıyorsa damızlık bir çift 0.4 m2 alana gereksinir. Barınaklarda entansif olarak yetiştirilen güvercinler gezinme amacıyla %50 daha fazla taban alanına gereksinirler .Her bir barınağa 25-30 çift damızlık konmalıdır. Akıllıca düzenlenmiş bir baraka en ekonomik yapı şeklidir. Uygun bir barakanın yüksekliği arkada 2 m ön kısımda 2.5 m olacak şekilde yapılmalıdır. Barınak tabanına 7 cm kalınlıkta döşenecek olan talaş barınağın kuru kalmasına yardım eder. Drenajı kötü olan yerlerde barakanın tabanı beton veya tahta olmalıdır. Barınakta ve uçuş alanında tünekler bulunmalıdır.

Yuva

Çift yuva esansiyeldir. Dişi güvercin genellikle yavrular yuvayı terk edebilecek hale geldiklerinde yumurtlamaya başlar. Bu sırada erkek güvercin ise, yavruları pazarlama (kesim) büyüklüğüne ulaşıncaya kadar beslemeye devam eder. Bir güvercin çifti için hazırlanacak olan yuva kutusu 40 cm yükseklikte 60 cm genişlikte olmalı ve her yuva kutusu tam ortadan ikiye bölünerek 30 cm’ lik genişlik sağlayacak şekilde ikiye bölünerek bir çifte güvercine tahsis edilmelidir. Yuvalar 40 cm derinlikte olmalı ve yuvaların önüne 20 cm’lik bir platform konarak kuşların yuvalarına kolaylıkla konmaları sağlanmalıdır. Yuvalık tasları temizlenme kolaylığı bakımından yuva kutusu içine konmalıdır. Çam yaprakları(iğneleri), saman ve talaş gibi kaba materyal iyi bir yuva materyalidir. Yuva materyalinin barınağın ya da kümesin bir köşesine konması israf olmasına engel olur böylece güvercinler üreme dönemleri boyunca gerektiği kadar materyali buradan alabilirler.

Üretim

Damızlıklar temel genetik bilgilerin ışığında seçilmelidir. Kayıtların dikkatli tutulması (progeny test) seleksiyona büyük ölçüde yardımcı olur. Bir çift damızlık güvercin yılda ortalama ağırlığı 450-700 g kadar olan 12 adet etlik güvercin yetiştirmelidir. Reforme damızlıklar bu standardın dışındadır. Güvercinler altı aylık yaştan itibaren çiftleştirilebilirler. Bazı dişiler 10 yaşından sonra dahi üretkenliklerini devam ettirirken, bazı erkeklerin de beş yaşından sonra bile başarıyla kullanıldıkları bildirilmiştir. Güvercinin yaşını ve cinsiyetini söyleyebilmek zor olduğundan sertifikasyonlu satış yapan ciddi firmalardan satın alınmalıdır. Dişiler genellikle erkeklerden küçüktür ve daha narin bir kafa yapısına sahiptir. Dişiler badi badi bir yürüyüş stiline sahiptir ve kuyruklarını erkekten daha dik tutarlar. Pelvik kemikler arası dişide daha geniştir. Erkek daha iri ve agresif olup, gürültülü bir ötüşe sahiptir. Üreme mevsimi sırasında erkek sürekli kur yapmak için dişinin çevresinde döner.

Damızlık Çiftler

Damızlık çiftlerin kendi eşlerini kendilerinin seçmesine izin verilir veya zorla eşleştirilir. Eşler doğal çift kurma sırasında erkeğin dişinin çevresinde kur yaparak dolaşması ile ayırt edilebilir. Eşler numaralanmış veya renkli bacak halkaları kullanılarak aile içi (inbreed) çiftleştirmelerden korunur .Zorlamalı çift oluşturulması isteniyorsa damızlık dişi ve erkek güvercin birlikte kapalı bir yuva kutusu içinde veya içinde suyu ve yemi olan uygun bir kümeste iki hafta süre ile bir arada tutulması yeterlidir. Çift kurmuş damızlıklarda çiftin mümkün olduğunca bozulmamasına çalışılmalıdır ve yaşamları boyunca bir arada olabilirler. İsteksiz kuşlar birbirinden ayrılmalıdır. Yüksek verimli dişilerin genç ve istekli erkeklerle çift kurmaları esansiyeldir. Sürekli bir .üretimi sağlayabilmek için çiftleştirme de sürekli olmalıdır. Her bir çift yılda 14 palaz yetiştirmelidir. Ana üretim sezonu boyunca (ilkbahar ve yaz) bir çift güvercinden her 4 haftada bir pazarlamaya hazır palazlar elde edilmelidir. Palaz üretiminin, %60’ı bu sezon sırasında gerçekleştirilir. Yumurtacı tavuklarda olduğu gibi suni ışıklandırma ilkbahardan sonbahara kadar pik Yumurta verime ulaşabilmek için kullanılabilir. Suni ışıklandırmanın palazlarda canlı ağırlık artışı üzerine etkisi yoktur.

Kuluçkadan çıkış ve büyütme

Güvercin yumurtasının inkübasyon süresi 17 gündür. İlk ve ikinci yumurta arasında kuluçkadan çıkış süresi bakımından 1-2 günlük fark olur. Her iki ebeveyn birlikte yuvayı hazırlar ve sırayla kuluçkaya yatarlar. Dişi kuş genellikle palazlar iki haftalık olduğunda tekrar yumurtlamaya başlar. Her iki ebeveyn de yavruları beslemesine rağmen dişi kuş ikinci kez yumurtlamaya başladığında palazların beslenmesi ile daha çok erkek kuş ilgilenir. Palazlar yuvayı terk etmeden önce dişi kuş yumurtlamaya başladığından palazların rahatsız olmaması ve kuluçkaya ara verilmemesi için yukarda açıklandığı gibi ikinci yuva temin edilmiş olmalıdır. Ebeveyn palazları beslediği için kuşları rahatsız etmeye gerek yoktur (gerçekte kuşlar beslenmeleri sırasında rahatsız edilmemelidir) İlk haftalarda palazlardan biri ölürse onun yerine aynı yaş ve büyüklükte başka bir palaz konarak ebeveynin bunu da beslemesi sağlanabilir. Bu durum palazsız kalmış olan çiftin daha erken yumurtlamaya başlamasını sağlar. Bu durumda örneğin yavrularından birisi ölmüş olan çiftin diğer yavrusu tek veya kendileri gibi yavrularından birisi ölmüş olan diğer bir çifte verilerek bu çiftin tekrar yumurtlamaya daha erken başlaması sağlanarak çifte verilerek ekonomik kayıp azaltılmaya çalışılır. Ebeveynler hasta veya ölmüşse palazlar en az bir haftalık olmaları şartı ile zorla beslemede olduğu gibi elle beslenebilirler. Alternatif bir yol olarak dane yemlere su emdirilerek palazlar küçük dane yemlerle de beslenebilir. Damızlık amaçla elde tutulacak olan palazlar belirlenmeli ve daha sonra yeme ve içme faaliyetlerini öğrenmeleri için ebeveynleri ile birlikte yaklaşık 6 hafta süreyle bir arada kalmalarına izin verilmelidir. Damızlık bir sürü oluşturmak için palaz seçerken her bir yuvadan yalnızca en iri palaz seçilmez, aksi taktirde sadece erkekler seçilmiş olabilir. Daha iri kuşlar yönünde sürekli bir seleksiyon sürüde erkek oranının dişilerden daha çok olmasına neden olabilir.

Beslenme

Güvercinler yaşamının ilk 20 gününde diğer kanatlılara oranla çok daha hızlı büyürler. İlk gıdaları ebeveynlerinin kursaklarında sentezlenen ve ”güvercin sütü” adı verilen bir sıvı olup, yavruların ağızlarına kusularak verilir. Güvercin sütü protein ve yağ miktarı yüksek koyu krem rengi ve kıvamında yarı sindirilmiş bir materyal olup, karbonhidrat miktarı düşüktür. Yumurtadan Çıktıktan 20-40 gün sonra yavrular yem tüketebilirler. Diğer kanatlı türlerin aksine güvercinler toz formdaki yemi tüketemediklerinden verilecek olan dane yem, bütün halde, kaba kırılmış veya ezilmiş olarak verilir veya ticari olarak hazırlanmış pelet yemler kullanılır. Birçok yetiştirici tarafından güvercinler;
1) komple pelet rasyon veya
2) pelet rasyon ile birlikte verilen dane yem ile beslenir.

En çok kullanılan dane yemler arasında mısır, buğday, darı ve bezelye gibi baklagiller bulunur. Daneler yemlikte karışık bir şekilde ya da kafeterya tipi bir yemlikte (her dane çeşidi için ayrı bir bölümün bulunduğu) verilirler. Karışık yemleme yapıldığında güvercinlerin günde iki kez yemlenmesi önerilir. Her periyotta, 1 saat içinde bitirilecek kadar yem verilir. Güvercinler yem konusunda titiz olmamalarına rağmen, tamamen dane yemden oluşmuş diyetleri tercih ederler. Mısır gibi iri daneler kırılarak verilebilir. Tablo-110′da güvercinlerin besin maddeleri gereksinimleri verilmiştir.

Güvercinlerin besin maddeleri gereksinmeleri

Güvercin rasyonlarını yem maddelerinin fiyatı ve piyasadaki mevcudiyetleri büyük ölçüde etkiler. Bunun yanı sıra sarı mısır ve bezelye gibi yem maddelerinin her zaman rasyonda bulunması arzu edilir. Güvercin rasyonlarında yaygın olarak kullanılan yem maddeleri ve kompozisyonları % olarak aşağıda verilmiştir. (Tablo-111)

üvercin rasyonlarında yaygın olarak kullanılan yem maddelerinin kompozisyonu

Güvercinler normal olarak tüy dökerler, yaz ve kışın çiftleşmediklerinden bu dönemde çiftleşme dönemindekinden daha düşük bir protein seviyesi yeterlidir. Sonbahar ve kış aylarında rasyonlarında daha yüksek protein seviyesi kullanılmasının bir dezavantajı olmamasına rağmen ekonomik değildir. Buğday, mısır, sorgum, kolza, fiğ ve darı gibi yem maddeleri birbirleri yerine ikame edilebilmesine rağmen ikame miktarları rasyon protein seviyesini bozmamalıdır. Tablo-112’de sonbahar/kış ve ilkbahar/yaz dönemleri için rasyon önerileri yer almıştır. Güvercinler ya yemlikle beslenirler ki o taktirde beslenmeleri sınırlandırılamaz, ya da günlük olarak elden beslenirler. Yemlik kullanılıyorsa her kuş için 5 cm’lik bir yemlik kenarı sağlanmalıdır. Yemlik kullanımı işçilik giderlerini azaltırken, güvercinlerin de önlerinde sürekli olarak yem bulunmuş olur. Fakat yem israfı ve fare sorunu ortaya çıkar.

Elle beslemede kuşlar günde iki kez beslenir ve verilen yem miktarı yarım saat içinde bitecek kadar olmalıdır. Güvercinlerin daha soğuk havalarda ve palazlarını büyütürken yem tüketimlerinin artacağına dikkat edilmelidir. Tohum rasyonlarına ilaveten güvercinler mineral, vitamin ve grite gereksinir. önünde kolaylıkla alabilecekleri mineral karışımları mevcut olmalıdır. A vitamini ve riboflavın katkıları fertilite ve kuluçka randımanını artırır. Yeminlerin taşlıkta ezilebilmesi için grit gereklidir. Farklı yem ham madde1erinin ayrı ayrı yemliklere konarak yapılan kafeterya tipi beslemede kuşların kendi istedikleri yemleri seçmelerine izin verilir. Bunun yanı sıra, bu sistemde oldukça fazla yem israfı vardır. Güvercinler pelet yemlerle beslenebilir fakat peletle besleme bazı kuşlarda kursak problemlerine yol açabilmektedir. Güvercinlerin yem tüketimi özetlenecek olursa;

- Damızlık 25 çift güvercin günlük olarak yaklaşık üç kg yem tüketir,
- Bir çift damızlık güvercin yıllık olarak yaklaşık 45 kg yem ve dört kg grit tüketir ,
- Bir çift güvercin üreme çağına kadar 22 kg yem tüketir ,
- 500 gramlık bir güvercin palazı üç kg’lık bir yem tüketimi ile bu ağırlığa ulaşır ve FCR 6:1 şeklindedir.

Piyasada ticari güvercin yemleri mevcuttur. Tablo-114’de dane yemlerden oluşan bir karışım ile birlikte ayrı bir yemlikte serbest şekilde alabilecekleri bir mineral karışımı örnek olarak verilmiştir.

Ebeveyinler yavruları kursaklarından salgılanan güvercin sütü ile besler. Güvercin sütü koyu krema kıvamında yüksek proteinli bir salgıdır. Yavrulara 10. günlük yaştan itibaren uygulanacak bir zorlamalı beslemeyle ağırlıkları arttırılabilir. Güvercinlere verilen dane yem rasyonu dört saat süre ile su emdirildikten sonra günde üç kez yavrulara elden verilir. Elden yemleme vakit kaybına ve işçilik giderinin artmasına neden olduğundan popüler bir metot değildir.

Su

Güvercinler yalnızca içmek için değil eksternal parazitlerden kurtulmak için suya gereksinir. Bir tek su kabı her iki amaç için yeterli olup, her gün temizlenmelidir. Çimento veya galvanizli saçtan yapılmış 1 m uzunluk 60 cm genişlik ve 10 cm derinlikteki bir suluk bu amaca uygundur. Her damızlık çift için 2.5 cm suluk alanı sağlanmalı ve suluklar gölgelik altında olmalıdır. Bir çift damızlık güvercin yılda 180 it su tüketir. Bir çok kuşun aksine güvercinler suyu gagalarını daldırıp emerek içer.

Parazit ve Hastalık Kontrolü

Yeterince banyo yapma fırsatı varsa eksternal parazitler minimumda tutulabilir. Güvercinler tavuklardaki bit, pire ve kene gibi parazitlerin aynılarına sahiptir. Bir önlem olarak yuva kutuları ve yuva materyali sprey veya toz ilaçlarla ilaçlanmalıdır. Tahtalar yılda en az bir kez kreosol ile boyanmalıdır. Bütün çiftliklerde hastalıklar minimumda tutulabilmesi için sıkı bir hijyenik program uygulanmalıdır. Rutubet oluşumu önlenmeli, kümesler düzenli aralıklarla sık sık temizlenmeli ve zemine taze altlık veya kum serilmelidir. Bütün hasta kuşlar sürüden izole edilmelidir. İlaç ve pestisid seçiminde kullanım amacına dikkat edilmelidir. İç parazitlerden Ascaridia galli güvercinlerde en yaygın rastlanan barsak parazitidir. Piperazine türevi ilaçların kullanımı bu parazitin etkili bir şekilde kontrol altına alınmasını sağlar. Bu ilaç sürüye yem veya su ile verilebilir. İlaçlar içme suyu ile verilmelid1r. Böylelikle toplam gereksinilen doz yalnızca birkaç saat içinde verilebilir. Doz oranı kullanılan preparata göre değişiklik gösterir. Bitler en yaygın eksternal parazitler olup, yalnızca kuş üzerinde yaşayabilir. Konakçıdan ayrıldıklarında ölürler. Birçok farklı bit tipi mevcut olup, en yaygın olanı vücut bitidir. Bitler kuşlarda genel bir güçsüzlük hali yaratmalarının yanı sıra, canlı ağırlık artışı ile yumurta veriminin azalmasına da neden olurlar. Herhangi bir bit enfestasyonu toz veya sprey insektisidlerin kullanımıyla kolaylıkla kontrol altına alınabilir. Kırmızı pireler (yanlış bir biçimde pire olarak isimlendirilen maytlar, (Dermanysus gallinae) güvercinlerde en çok problem oluşturan parazitlerdir. Bunlar oldukça küçüktür ve çıplak gözle yapılan muayenede dikkatlice bakmayı gerektirirler. Kümesteki tahta çatlakları arasında yaşar ve geceleri kuşlara hücum ederler. Pireleri kontrol altına almak için tahtaları koruyucu bir boya ile boyamak ve kümesi amaca uygun bir pestisidle ilaçlamak gerekir. Güvercinlerin başlıca hastalıkları arasında; kronik solunum yolu hastalığı (chronic respiratory disease), ornitozis, kanser, çiçek, koksidiozis, tuberkülozis ve paratifo yer alır.

Kesim ve İşleme

Palazlar genellikle yaklaşık 28 günlük yaşta kesime hazır olurlar. Kanat altları tamamen tüylenmiş olmalı, en azından kanat altıdaki tüy dipleri yolma işleminde kolaylık sağlayabilecek büyükte olmalıdır. Palazların canlı ağırlıkları ırka ve yetiştirme sistemine göre değişiklik göstermesine rağmen, 450 ila 700 gram arasında olmalıdır. Kesimden bir gün önce akşam palazlar yuvalardan toplanarak kursaklarının ve sindirim sistemlerinin ertesi güne kadar boşalması sağlanmış olmalıdır. Aksi taktirde kursak su ile temizlenerek yemlerin boşaltılması gerekir. Palazlar önce kesim tüneline girer ardından jugular ven keskin bir bıçakla kesilir. Palazlar ıslak ya da kuru olarak yolunabilir. Islak yolum yapılacaksa 55 C, deki suda 60 saniye bekletilerek tüylerin su emmesi sağlanır. Yolma makinesinde 20-30 saniyede tüylerinden tamamen arındırılır. Suyu süzülen karkas daha sonra çelik veya metal masa üzerine konarak temizlenir. Tüketici talepleri doğrultusunda bu aşamadan sonra kuşun bağırsakları çıkartılır. Ticari işletmelerde kuşlar bağırsakları çıkartılmaksızın New York tipi kesim olarak da pazarlanabilir. Tamamen temizlenmiş kuşta %74 randıman elde edilir. (%26 kesim kaybı), yalnızca kan ve tüyler ayıklandığında ise, kesim randımanı %87 olur (kayıp %13). Palaz kesilip, yolunup ve iç organlar temizlendikten hemen sonra temiz su ile yıkanır ve daha sonra vücut ısısını kaybetmesi İçin en az 1 saat süreyle buzlu su içerisinde bekletilir. Ticari üretim büyüklük ve kaliteye göre sınıflandırılır. Daha sonra uygun bir materyal ile paketlenirler. Boyun alta ve göğüs yukarı gelecek şekilde dizilirler. Palazlar bireysel olarak parşomen kağıdı veya polietilen torbalara da sarılabilir. Kalın mukavva kutular içerisine 1 veya 2 düzine şeklinde dizilerek pazara sevk edilirler. Palaz tek olarak, tombul yetişkin güvercin ise iki adet şeklinde doldurulmuş olarak servis edilir. Güvercin eti lezzetli olup, lezzet kaybına uğrayacağı için yoğun ateşte pişirilmemelidir .Güvercin birçok farklı şekilde hazırlanıp servis edilebilir. Favori olan tavuk, ördek veya bıldırcın yemek tariflerini güvercin için de kullanılabilir. Farklı şekillerde pişirmek monotonluğu önlemek bakımından gereklidir. Orta hararetteki ortalama pişirme süreleri aşağıdaki gibidir: Gril için: 20-35 dakika Güveç için: 1-1.5 saat Kızartma için: 25-35 dakika Genç kuşlar soluk pembe bir deriye sahiptir. Göğüs elastik, boyun kalın, eti; yumuşak, sulu ve lezzetlidir. En ideali kızartma ve gril yapımıdır. Daha yaşlı kuşların derileri daha koyu renktedir, boyun ince, ayaklar ince ve eti serttir. Lezzeti iyi olmasına karşın, güveç gibi sulu pişirme şekilleri daha uygundur. Güvercin eti, kesimi takiben lezzetini kaybetme eğilimindedir bu nedenle kesimden kısa bir süre sonra tüketilmelidir.

Bakım

Güvercinler barınaklarına kolay alışır. Uçma telekleri koparılıp hayvanlar kapalı bir yerde bir süre için tutulup beslenirlerse buraya alışırlar. Yakalanmış olan güvercinler de benzer şekilde yeni barınaklarına bir hafta içinde alıştırılırlar. Başlangıçta sabahları az miktarda dane yem verilerek kuşların barınağı benimsemeleri sağlanır. Temizlenmesi kolay su geçirmez bir kümes güvercinler için uygun bir barınaktır. Bir çok geleneksel güvercinlikte topraktan yapılmış kaseler kullanılmıştır. Buna en iyi örnek Türkiye’de Kapadokya yöresinde kayalara oyulmuş olan güvercinliklerdir. Asya ve Avrupa ülkelerinde tahtadan yapılmış güvercinlikler de yaygın olarak kullanılır. Tavukların tersine güvercinler kümeslerde toplu yaşamı tercih etmez bunun yerine her damızlık çift için iki adet yuva bulunan raflarda tünerler. Raflar genellikle kuytu köşelere konur. Ticari güvercin ırkları genellikle tamamen güvercinlikte barındırılır. Çevre şartları ve bakım koşullarına bağlı olmakla beraber yetiştiriciler bir çift damızlıktan yılda 12-14 güvercin yetiştirmeyi umarlar. Güvercinlere günlük olarak taze içme suyu ve en az haftada bir kez banyo suyu sağlanmalıdır. Yavrular yetişkinler tarafından regurgitasyonla beslendiklerinden yetişkinlere sürekli olarak bol ve taze içme suyu sağlanmalıdır. Öksüz yavrular yem tüketebilecekleri yaşa kadar yumurta sarısıyla beslenebilirler. Tüm kanatlılarda olduğu gibi kümes koşu1larında yaşayan güvercinlere de dengeli rasyonlar verilmelidir. Kırılmamış tüm dane yemlerden oluşan bir karışım maksimum üretim için verilebilir. Verilecek olan dane yemler kuru ve küfsüz olmalıdır. Güvercinler toz yemi yeteri kadar tüketemezler. Fasulye, bezelye gibi protein miktarı yüksek yemler yaygın şekilde ku1lanılır. Kuşların yiyecek bulmaları için her gün serbest bırakıldığı ekstansif şartlarda kümes gereksinimi yoktur. Buna karşın, kümes gibi kapalı bir ortamda entansif şartlarda yetiştirildiklerinde 2000 çift güvercin için yarım hektarlık bir alan yeterlidir. Serbest uçuşa izin verilen güvercinler bir çok evcil kanatlı ile karşılaştırıldığında yem bulmak için istedikleri yere uçabildiklerinden daha fazla bir otlama alanından faydalanırlar. Güvercinlerin besin maddeleri gereksinimleri diğer kanatlılarınkine benzerlik gösterir. Güvercin yetiştiriciliği fazla bir özen gerektirmez. Hemen hemen hiç bir yerde güvecin eti tüketimine karşı bir tabu yoktur .Güvercin etinin fiyatı yüksek olup, pazar talebi süreklidir. Güvercin eti diğer etlerle karşılaştırıldığında daha fazla oranda eriyebilir protein ve daha az oranda konnektif doku içerir. Bu nedenle hasta ve sindirim sistemi bozukluğu olan insanlar için diyetetik karakterdedir. Bir çok meraklının belirttiği gibi yarış güvercinlerinden de lezzetli et elde edilir. Güvercinler az sayıda hastalıktan etkilenir. Bunun yanı sıra, barsak kurtları, bit, diare (koksidiyozis), kanser (trikomoniazis) ve salmonella (paratifo) bir çok. evcil kanatlı da görülen hastalıklar güvercinlerde de görülür. Salmone1la bir çok sürüde düşük seviyede seyreder ve kuşlar strese girdiğinde enfeksiyon alevlenir. Tavuklar için uygulanan tedavi güvercinler için de geçerlidir. Geniş bir alanda uçarak dane yem ve diğer yemleri tükettiklerinden güvercinler çiftçilerle iyi geçinemezler. Gerçekten de 13.yy. da Avrupa’da aristokratların güvercinleri ekilen tohumları hızla yedikleri için çiftçiler tarafından şikayet konusu olmuştur. Öte yandan, geniş kursak kapasitesine sahip güvercinler büyük toprak sahibi olan derebeylerin tarlalarından dane çalmak için de yetiştirilmiştir. Bu güvercinler eve döndüklerinde sahipleri olan fakir köylülerce kursakları boşaltılıp getirdikleri buğdaydan ekmek yapılmaktaydı. Güvercin yetiştiriciliği bazı problemleri de beraberinde getirir. Güvercinler her yere gübrelerini bırakır, bazıları tarafından çok gürültücü bulunur ve az sayıda insan güvercin tozuna karşı şiddetli bir allerji gösterir. Güvercinliklere insan da dahil olmak üzere her türlü avcı hayvan dadanabilir bu nedenle önlemler alınmalıdır. Güvercinlikler yumurtaların ve yavruların başlıca düşmanı olan farelere karşı iyi korunmuş olmalıdır. Kuluçkadaki güvercinler yavrularının mümkün olan en yüksek canlı ağırlıkta büyütebilmek için yüksek miktarda proteine gereksinirler.

Haber Güvercinleri

Bir çok insan haber taşıyan güvercinleri geçmişteki bir uygulamanın antik bir kalıntısı olarak görmektedir. Fakat bazı ülkelerde (gelişmiş ve gelişmekte olan) haberci güvercinlerin kullanımı tekrar ortaya çıkmış ve rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu konudaki yeni teknikler ise, eskisinden daha etkili bir şekilde uygulanmaktadır. Örneğin, geçmişte güvercinler yalnızca tek bir rota üzerinde rinde uçmakta, barınaklarından alınan güvercinler bir süre sonra götürüldükleri yerden salınarak eski yerlerine dönmeleri sağlanmaktaydı. Bu durum çok sınırlı bir kullanım sağlıyordu. Güvercinlerle ilgili bilgilerin artmasıyla güvercinlerin mesajları götürdükten sonra tekrar başlangıç istasyonuna dönebildikleri saptanmıştır. Böyle bir eğitimle güvercinler mesajları götürdükten sonra tekrar yuvalarına geri Dönmektedir. Bu işlem günde iki kez yapılabilmektedir. Bu uygulamanın püf noktası kuşların yemlendikleri yerin bir istasyon, yuvalarının yeri ise, diğer istasyon olmasıdır. Güvercinler böyle bir günlük çalışmayı 160 km’ den daha uzun bir mesafede yapabilmektedir. Böyle bir istasyonda güvercinleri gözlemek için personel bulundurmaya gerek yoktur. Yalnızca içeriye açılan (tek yönlü) bir kapısı olan güvercinlik yeterlidir. Güvercinlerin tekrar uçurulması için bir personelin buraya gelmesi gerekir böylelikle getirilmiş olan mesajlar daima bulunur. Böyle bir güvercinlikte yeteri kadar tünek bulunmalıdır. Böyle bir sistem Puerto Rico ve Guatemala’ da uygulanmaktadır. Telefonun olmadığı dağlık alanlarda ve mesajların saatler süren büyük zorluklarla ulaştırılmaya çalışıldığı sert coğrafi bölgelerde mesajlar bu şekilde yollanabilmektedir. Bazı yerleşimler doğal felaketler, askeri veya terörist saldırılar gibi umulmayan faaliyetlerce izole edilebilir. Bu gibi durumlarda güvercinler can kurtarıcıdır. Örneğin, Puerto Rico’ da arabaların köyden şehre 1.5-2 saatte aldıkları yolu güvercinler 20 dakikada almakta ve köylülerin gereksindikleri bazı ilaçları taşıyabilmektedirler. Haber güvercinlerinin uzaklara ve hızlı uçmalarının yanı sıra, et üretimi amacıyla yavrularından da faydalanılır. Güvercinler yarış amacıyla veya lezzetli et kaynağı olan geniş pektoral kasları içip yetiştirilirler. Bir çift haber güvercini bir yılda mesaj taşımada kullanılmayan ve 28 günlük yaşta kesilen 12-16 yavru yetiştirir. Haberci güvercinler ile ilgili bir diğer örnek Fransa’dan verilebilir. Buna göre siyah-beyaz haberci güvercinler her gün Fransa’nın kuzeybatı kıyısındaki Petit Gendarme kasabasından 23 km’lik yolu uçarak hastaneye kan taşımaktadır. Güvercinlerin göğüslerinde özel bir koşuma sarılarak yollanan kan tüpleriyle hastanede basit, etkili ve ekonomik bir şekilde kan testleri yapılabilmektedir. İki güvercine ortalama 40 g ağırlıkta her ikisi de aynı kanı içeren test tüpleri bağlanmaktadır. Bu servis özellikle turist akımının olduğu yaz mevsiminde trafik kazalarının arttığı dönemde değer kazanmaktadır. Kuşlar, Granvilli yöresiyle Avranches hastanesi arasındaki 27 km’lik yolu hazırlanma süresi de dahil olmak üzere 11 dakikada kat edebilmektedir. Akaryakıt fiyatı yüksek olan Fransa’ da bir kaç mısır danesiyle yönetilen böyle bir operasyonun ekonomik değeri oldukça büyüktür. Bazen hava durumu olumsuz bir faktör olabilir. Yoğun sis varlığında güvercin timi yere konmak zorunda kalabilir. Türkiye’den verilebilen bir başka örnekte ise, güvercinler takımlar halinde İstanbul’dan Adapazarı veya İzmit’e getirilerek serbest bırakılmakta ve bu sırada girilen bahislerde hangi takımın daha önce evine varacağı tahmin edilerek yarışmalar düzenlenmektedir. Ayrıca Urfa yöresinde güvercinlerin boyunlarına çengelli iğnelerle boncuk veya nazarlıklar asılması da yine Türkiye’ye ait folklorik bir özelliktir.

Yazan: Doç. Dr. Hakan Muğlalı
Kaynak: “Kanatlı besleme Dinamiği ve Biyogüvenlik” Sayfa, 369-381