Baykuşlar geceleyin oldukça iyi görürlerse de, harikulade işitme duyguları avlarını yakalamalarında büyük rol oynar. Hiç bir şey göremeyecekleri tamamıyla karanlık bir odaya salman baykuşlar, yerde koşuşmalarını duydukları sıçanları yakalayabilirler. Gündüz kuşlarının da işitme duygusu kuvvetli ise de, onlar bundan düşmanlarından kaçmakta yararlanırlar. Kulak deliklerinin genellikle oldukça ufak olması ve baş tüylerinin altında gizli bulunması, kuşların işitme duygusuna pek tesir etmez.
Kuşların koku alma hassası iyi gelişmiştir, birçok kuşlarda ise bu duygu hiç yoktur. Bununla beraber, Avustralya'nın garip kivisi'nin, solucanların ve sevdiği başka bazı yiyeceklerin kokusunu alabildiğine dair elde bazı deliller vardır. Akbabaların da leşlerin kokusunu alıp almadıkları uzun zaman tartışma konusu olmuştu.
Güvercinlerde Biolojik Pusula:
Amerikalı araştırıcılardan Walcott ilk olarak bazı deneyler yaptılar ve güvercinlere küçük mıknatıslar takınca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler. Araştırmalar neticesinde göçmen kuşların boyun kısımlarında ferromanyetik taneciklerin bulunduğu ve arzın manyetik alanına göre hassasiyet gösterdikleri keşfedildi. Şimdiye kadar tetkik edilebilen göçmen kuşların kafa yapısında bulunan taneciklerin demir açısından zengin bir mineral olan manyetit (Fe3O4) olduğu anlaşıldı.
Bu tabii pusulalarından göç esnasında azami derecede istifade ederler. Dünyanın manyetik alanının kuvvet çizgilerine göre kendi durumlarını tesbit ederek doğru yönü bulurlar. Kafalarının içindeki bu pusulaları sayesinde kapalı havalarda da yollarını bulurlar. Bulutlu bir günde bile yönlerini şaşırmazlar. Fakat başlarına kuvvetli bir mıknatıs bağlanınca bulutlu günde güvercinler yollarını tamamen kaybederler. Çünkü takılan mıknatısın oluşturduğu suni alan, tabii manyetik alanı değiştirir. Onlara evlerini bulduracak hiçbir ipucu bırakmaz.
Güvercinlerin boyun kısmında pusula vazifesi gören manyetit adlı maden zerreciklerinin keşfinden sonra, kuşların yönlerini koku alarak da bulabildikleri ortaya çıkarılmıştır.
Koku Alma Koordinat Şebekesi:
Posta güvercinleri doğru rota bulmaya yarayan bir koku alma organına sahiptirler; koku alma organlarını yuvalarına dönüşte kullanmakta ve atmosferde her tarafa dağılmış zerreler halindeki maddecikler, güvercinlerin koku alma koordinat şebekesinin muhtemelen temelini teşkil etmektedir. Max Planck Enstitüsünün Seewiesen'deki davranış psikolojisi bilginleri bunu böyle tahmin etmektedir.
Koku alma duyusu asgari 700 km'ye kadar olan mesafelerde yön bulma için vazgeçilmez bir vasıtadır. Kuşlar herhalde havadaki zerrecikleri algılamakta, bunlar yardımıyla yabancı bölgelerde mevki tayini yapmaktadırlar. Bunun için hangi maddelerin sözkonusu olduğu şu ana kadar tesbit edilememiştir.
Daha 30 sene önce, posta güvercinlerinin de diğer göçmen kuşlar gibi güneşi pusula olarak kullanabildikleri ispatlanmıştı. Daha sonra yerin manyetik alanının da aynı şekilde kendilerine yön belirleyici olarak hizmet ettiği tesbit edilmişti. Bununla beraber koku alma koordinat şebekesinin varlığı anlaşılmadan önce, posta güvercinlerinin yüzlerce kilometre uzaklıktaki yuvalarını nasıl bulabildikleri ikna edici bir şekilde izah edilememekteydi.
Pusula kullanmak isteyenin haritaya da ihtiyaç duyacağı ilim adamlarının tebliğinde yer almaktadır. Bu haritanın güvercinlerin koku alma organı ile bağlantılı olması gerektiğine Pizalı araştırıcılar dikkat çekmişlerdi. Çünkü, koku alma duyuları ortadan kaldırılmış güvercinler yuvalarını artık bulamamaktaydı. Kuşlar çok iyi hava tahmincileridir. Havadaki çok hafif barometrik basınç değişimini fark edebilirler. Fırtına çıkacağını önceden keşfederler. Keskin bir görme gücüne sahiptirler. Deneyler güvercinlerin polarize ve ultraviole ışınları da gördüklerini ortaya çıkardı. Bu ışıklardan denizlerden uçarken faydalanırlar. Ayrıca, frekansı çok düşük uzun dalga alt sesleri de duyarlar. İnsan kulağı saniyede 10-20 titreşimin altındaki sesleri duyamaz. Kuşlar ise çok daha düşük sesleri işitebilirler. Bunun sayesinde göç eden bir kuş kendisinden çok uzakta patlayan bir fırtınayı veya 1000 km uzaktaki gök gürültüsünü işitebilmektedir. Binlerce kilometre ötedeki atmosfer basıncı değişikliklerinin meydana getirdiği çok düşük frekanslı elektromanyetik dalgaları fark edebilmektedir. Kuşlar insanlardan çok daha geniş bir dünyayı görür, duyar ve hissederler.
Milyonlarca göçmen kuşun uzun mesafeler katederek yaptığı yolculuk insanlar için hayati değer taşır. Kuşlar zararlı böceklerin baş düşmanıdır. Karaların çoğunun bulunduğu kuzey bölgelerine göç etmeselerdi ve yılın dörtte üçünü burada geçirmeselerdi, haşereler buralarda muazzam bir bitki katliamı yapardı. Baharda milyonlarca böcek, bitkiler üzerine yumurta bırakır. Bunlardan çıkan tırtıllar, kuşlar tarafından yenilerek kontrol altında tutulur. Çeşitli kurt, böcek ve çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak bir kıtlığın önüne geçerler.
Manyetik alanı hissedebilen hayvanların listesi günden güne artmaktadır. Manyetik bakteriler, arılar, güvercinlerden sonra en çok incelenen canlılardır. Manyetit, arıların karınlarının ön kısmında yer alan denge organının yakınında bulunur. Aynı maddenin varlığı yunusların kafasında da keşfedildi. Araştırmalar, köpekbalıklarının da dünyanın manyetik alanındaki değişimleri hissedebildiğini ortaya çıkardı.
-
Değişik güvercin türleri, beyinlerinde farklı büyüklüklerde koku alma bölgeleri ve soğancıklarına sahiptirler. Bununla birlikte laboratuarda yapılan deneylerde, her kuşun kokulara belirli bir tepki gösterdiği belirlenmiştir. Uzun mesafelerden bırakıldıkları halde kümeslerine dönen güvercinler görme duyularıyla birlikte koku duyularını da kullanırlar. Burun delikleri tıkanarak koku almaları engellenen güvercinlerin yuvalarına dönmekte başarısız oldukları defalarca kanıtlanmıştır. Güvercinlerin yuvalarına yakın çevrelerde ağırlıklı olarak görsel işaretleri, aşina olmadıkları ortamlarda ise daha ziyade rüzgarların taşıdığı kokuları değerlendirdikleri düşünülmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder