Hayvanlarda çok keskin duygular vardır
MEMELİLERDE görme, koku alma, işitme ve dokunma duyguları genel olarak fazla gelişmiştir. Hayvanın bu duygusunun zayıf olması halinde, çok zaman bir başkası bunu giderir. Meselâ, köstebek âdeta kördür, fakat fevkalade hassas burnu ile kuyruğu ona karanlıkta kılavuzluk eder.Bazı hayvanlarda da bir duygu organı, diğerlerinin zararına olmamak şartıyla, fevkalâde gelişmiş olur. Hayatlarını, görmenin çok mühim olduğu ağaçların üzerinde geçiren maymunlarla benzerlerinin anormal derecede iri gözleri vardır. Buna karşılık güneşin göz kamaştırdığı ve siper bir yer bulmanın zor olduğu çöllerdeki hayvanların, tehlikeyi ta uzaklardan duymalarına yardım eden büyük kulakları olduğunu görüyoruz.
Çoğu memeliler gri renkli, donuk bîr dünyada yaşarlar. İçlerinde pek azı, bu arada meselâ maymunlar renk görebilirler. Kediler gibi bilhassa geceleyin faaliyet gösteren hayvanlar da gözlerinin karanlıkta parlamasıyla tanınmışlardır. Fakat bunların gözlerinin ışık meydana getirdiği sanılmamalıdır. Sadece karanlığın içinde var olan zayıf ışığı alarak yansıtırlar. Bu özellik enteresan bir mekanizmaya dayanmaktadır. Bu hayvanlarda gözün iç çeperi, «guanin» denilen bir maddeyle astarlanmıştır. Bu tabakanın altın veya gümüşe benzer parıltısı, hayvamn gözünün ağ katındaki loş resimleri aydınlatır ve daha iyi görülmelerini sağlar.
Dokunma duygusu hayvan için sanıldığından çok daha büyük bir önem taşır. Hayvanın hemen her hareketiyle dokunma duygusunun arasında sıkı bir bağlantı vardır. Sinir lifleri, derinin üzerinde bulunan ve dokunma noktaları denilen minik çıkıntıların içinde son bulurlar. Ayak tabanlarındakilerin dışındaki bütün dokunma noktalarının üzerinde bir kıl vardır. Kılların kendileri duyar değillerdir,sadece dokunma noktalarını sıkıştırmak için manivela vazifesi görürler. Koşarken veya yürürken hayvanlara bu dokunma duygusu kılavuzluk eder. Kedinin burnundaki bıyık denilen uzun kıllar da dokunma noktalarına bağlıdırlar ve loşlukta görme duygusunu bütünlerler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder