Kakum'un, veya dünyanın kuzey bölgelerinde bulunan diğer gelinciklerin, kış kürkünün beyaz oluşunun kamuflaj ihtiyacından ileri geldiğini gördük. Bu gelincikler bol karlı yerlerde her kış, bütün mevsim boyunca beyazdırlar.
Karı olmayan veya pek ender olarak kar gören yerlerde gelincikler kışın da kahverengidirler. Renk değiştirmesiyle hayvanın sonbaharda ve ilkbaharda tüylerini dökmesi arasında bağlantı olduğunu gördük.
Kışın kahverengi kalan gelincikler de yılda iki kere tüylerini dökerler. Fakat bu hayvanlar kürk değiştirmekle beraber, renk değiştirmezler. Hayvanın yazın kahverengi, kışın ise beyaz bir kürkü oluşu soya çekim sonucudur. Mevsimlere bağlı renk değişmesine uğramayan bir kahverengi gelincik, karı bol bir kuzey bölgesine götürüldüğü takdirde, 'kıgiaıı gene kahverengi olarak kalır. Buna karşılık kuzeyde doğmuş ve büyümüş bir beyaz gelincik de kar yağışı olmayan güneye götürüldüğü takdirde, her kış beyazlaşmaya devam eder. Böylece bu değişmenin takvime bağlı olduğunu ve doğrudan doğruya ne kara, ne de ısıya bağlı bulunduğunu görmekteyiz.
Renk değişmesinin mekanizması yakın zamana kadar bizim için bir sırdı. Fakat şimdi renk değişimi olayının ışık miktarı tarafından etkilendiğini biliyoruz. Sonbaharda günler kısalırken, gelincik de gözlerinden daha az ışık alır. Bu ise, pitüiter bezinin gonodatropik hormonlar diye bilinen bir maddeyi salgılamasını sona erdirir. Bu hormonların yokluğu kıl hücrelerini boyadan yoksun kılar, bu şartlar altında yetişen yeni tüyler de şüphesiz beyaz olurlar.
Bu hikâye ilkbaharda tam tersine bir gelişme takip eder. Bu mevsimde geceler kısalır. Gelinciğin gözlerinden giren ışığın çoğalması ise pitüiter bezini etkileyerek kıl hücrelerindeki boyayı çoğaltır, bunun sonucunda da ilkbaharda çıkan tüyler renkli olurlar.
Karanlık bir yerde tutulan beyaz bir gelincikte ışık yoksunluğundan ötürü beyaz kalmak eyilüni olsa bile, soya çekim sonucunda ilkbahar tüyleri gene kahverengi, kışınkiler
ise gene eskisi gibi beyaz çıkar. Başka hayvanlarda, örnek olarak bazı tavşanlardaki renk değişmesi (beyaz yanlı tavşan) de aynı esasa dayanır. Hemen hemen mutlak karanlıkta yaşayan balık ve semender gibi bazı hayvanların çok kere beyaz oluşları da ilgi çekicidir. Aynı yaratıklar ışıklı yerlerde yaşasalar renkli olurlardı. Geceleyin ortaya çıkan ve günün geri kalan kısmını karanlık mağaraların tavanına asılmakla geçiren bazı yarasalar da beyazdırlar. Işığnı hiçbir zaman kuvvetli olmadığı Kuzey Kutbu bölgelerinde rasladığımız kuzey kutup tilkisi, kutup ayısı ve bazı kartalgillerle baykuşlar da bu esasa göre beyazdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder