Güvercin ve Güvercinci

22 Haziran 2007 Cuma

SELANİKLER BİR UÇUCU GÜVERCİN IRKI

SELANİKLER - YENİ BİR UÇUCU IRK

Editörün notu: Dr. Koeniger’in aşağıda okuyacağınız bu makalesi Deutscher Kleintier Zuchter magazininin 1978 Mayıs sayısında Papua-Yeni Gine’de yaşayan oğlu Ray Koeniger tarafından yayınlanmıştır. Bu makaleyi magazine gönderirken Ray Koeniger, Sayın Horst Dietrich’in kuşlarının oyununu gördüğü için kendisini şanslı saydığını ve bu kuşların performanslarını kim anlatırsa anlatsın gerçek performanslarını anlayabilmek için yeterli olmadığını düşündüğünü belirtmiştir.

DFC (Alman Uçucu Makaracılar Kulübü) üyesi Horst Dietrich dört yıl önce (1974) bir Türk işçisinden bir grup güvercin aldı. Türk işçinin Almancası pek iyi olmasada Horst bunların uçucu kuşlar olduğunu ve Türkiye’den geldiklerini anladı.

Güvercin uçurmaya meraklı olan Horst bu kuşlardan bir çok yavru aldı ve bunları uçurmaya başladı. Aldığı neticeler gerçekten hayal kırıcıydı. Kuşlar yüksek uçuyorlardı ve hatta uzun zaman havada kalıyorlardı ama hiç bir hareket göstermiyorlardı. Birmingham makaracıları veya yüksek uçucularla uçurulduklarında iyi bir filo uçucusu olmadıklarını hemen belli ediyorlardı. Grubun içinde uyumsuz uçarak ve arada bir grubu terk ederek dağıtıcı bir görünüm sergiliyorlardı. Sadece kendileri uçurulduğunda bir az da olsa daha iyi bir gruplaşma gösteriyorlardı. Yüksek uçmaya yatkın bir görünümdeydiler ve her kuş arada bir grubu terk edip geri geliyordu. Bu kuşlar filo uçucusu olmadığı gibi solo uçucuda değillerdi. Zaman içinde bu kuşlara karşı ilgisini kaybetmeye başlayan Horst bir gün yavruları dışarıda tek tek elinden geçirirken “Yeni Türklerinin” gerçek kabiliyetlerini keşfetti. Yukarı baktığında Selaniklerin çok yüksekte uçarken sanki elinden yere bıraktığı yavrulara çekildiğini ve aynı anda yere doğru hızla kanatları tamamen açık bir şekilde, bazıları değişik aralıklarla tabak gibi dönerek ve diğerleride sonbahar rüzgarlarında uçuşan meşe palamutları gibi şimşeklediklerini gördü. Bütün bunlar bir kaç saniye içerisinde olup bitti.

Horst büyülenmişti. Makedonya Döneklerinin ve Yunan Ozydikalarının dalışlarını andıran bu performans gerçekten çok müthiş bir yükseklikten ve inanılmıyacak bir hızla gerçekleşiyordu.

O zamandan beri Horst seçici sistemle üretim yapmış ve kuşlarına uzun saatler eğitim vermiştir. Kuşlarını kaideye uyarak muntazam olarak uçurmaktadır.

Benim bildiğim kadarıyla, Selaniklerden daha önce hiç bir yerde bahsedilmemişti. Fakat şimdi onların hakkında bir çok şey biliyoruz. Bu kuşlardan besleyen bir çok Türk’ü bulduk (Türkiyenin avrupaya yakın kısmından, Bursa ve İzmir). Bu kuşlara Selanik diyorlar. Bu nedenle şimdi bizde Selanik diyoruz. Bu isim bir Yunan kasabasının Türkçe ismi. Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk’ün burada doğduğunu da belirtmek isterim.

Selanikler uzunca kuşlar, gagalarıda öyle. Çoğu inci gözlü ve 14 ile 16 arasında kuyruk tüyü var. Kuyruk üstü yağ bezeleri yok. Her renkte geliyorlar ama çoğunlukla beyaz kuyruk ve kanatlara sahipler. Kafalarındada beyazlık oluyor. Benim şimdiye kadar gördüklerimin hepsi temiz bacaklıydı (paçasız). Kanatlarını kuyruklarının üzerinde taşıyorlar. Makaracılardan iriler ve iyi ürüyorlar.

Nerford (Almanya) yakınlarında babası 40 yıl Selanik beslemiş olan bir Türk bulduk. Kendisininde 30 civarında kuşu var. Kuşlarını şöyle uçuruyor. Beş on kuşu tek tek havaya atıyor. Bir iki dakika içinde kuşlar çok yükseklere çıkıyorlar ama hep salmanın üstünde uçuyorlar. Arkadaşımız belli bir süre sonra eline bir kuş alıp ona kanat çırptırıyor. Bu beklenilen işaret. Bir şimşek gibi Selanikler aşağıya sıkıyorlar, Döneklerin ve Ozydikaların aksine kanatları tamamen açık olarak. Bazıları performanslarına değişik hareketler karıştırıyorlar. Bazıları daireler çizerek dalarken ötekileri makara sarıyorlar ki sardıkları makaralar her makaracı besleyen kişinin yüzünü kıskançlıktan yeşile döndürür. Bir kaç saniye sonra kuşlar ayaklarınızın dibine indiklerinde gerçekten tamamen kendilerini tüketmiş oluyorlar. Eğer daha fazla faaliyet gerekiyorsa bu performanslarını beş on dakika sonra yeniden sergiliyebiliyorlar.

İtiraf etmem gerekiyorki, bir çok performans ırkını, çoğu zaman büyülenerek, seyretmiş olan bir kişi olarak diyebilirim ki Selanikleri performansı bende gerçekten derin bir iz bıraktı. Selaniklerin Almanya’da parlak bir geleceği olduğunu görmek için müneccim olmaya gerek yok.


Hazırlayan: Dr. Karl Otto KOENİGER - Bad Sazuflen, Batı Almanya
Tercüme: Uğur Kurt GÜRSU - TGYB

1 yorum: